Yazılardan Haberdar Olun

E-mail Adresiniz :

28 Eylül 2009 Pazartesi

Tuzlu Kurabiyeler


                                                           





Merhabalar tekrar:),

Uzun süredir yapmadığım tuzlu kurabiyeyi dün yeğenim Ceyda için yaptım.

Üniversite 2.sınıfa başlamak üzere dün Antalya'dan İstanbul'a geldi.
 Tahtakale’ye bir gidişimde aldığım plastik kalıpları kullanarak Dilek T’nin yaptığı poğaçalar gibi tam çerezlik ebatlarda kurabiyeler elde ettim. ( Toplam 60 tane oldu)


Malzemeler:

  • 125 gr margarin ( yumuşak olacak )
  • 1 fincan sıvıyağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • Yarım limon suyu
  • 1,5 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz
  • 2-3 tatlı kaşığı kuru nane
  • 2-3 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
  • Aldığı kadar un ( 3,5 bardak ile başlarak toplam 4 bardak civarında un koydum )
  • 1 yumurta sarısı ( üzerlerine sürmek için )

Bütün malzemeyi aynı anda çukur bir kaba koyarak kulak memesi kıvamına gelene kadar önce karıştırın sonra yoğurun. Arzu ederseniz önce un haricindeki malzemeleri karıştırarak üstüne aldığı kadar un ekleyebilirsiniz.


Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak bir ekmek tahtası / hamur tahtası üstünde elinizle veya kalıplarla şekil verebilirsiniz. Yüksekliği bir parmak kalınlığında veya azdaha ince yapmanız yeterlidir.


Hafif yağlanmış tepsiye dizerek yumurta sarısını üzerlerine sürün.


150 derece fırında 15 dakika altını ve 15 dakika üstünü pişirmek yeterli oluyor. ( Toplam 30 dakika ) Kendi fırınınıza göre ayarlama yapabilirsiniz.


Benim kalıplarımla ufak oldukları için heryerde çerez gibi atıştırabilirsiniz.

Arzu ederseniz hamurun içine nane ve kırmızı pul biber yerine peynir rendesi ve maydanoz / dere otu ekleyebilirsiniz. Bu çeşitliliği gönlünüze göre yapabilirsiniz. 


Afiyet olsun,



Gece Mavisi
Fatoş

25 Eylül 2009 Cuma

YEŞİL MERCİMEKLİ MAKARNA




YEŞİL MERCİMEKLİ MAKARNA



Yeşil mercimekli makarnayı yine evde yemek olmadığı bir gün yaptım ve hoşuma gidince sizlerle paylaşmak istedim.Basit, lezzetli bir yemek veya aperatif olarak değerlendirebilirsiniz.


Malzeme:


  • Haşlanmış yeşil mercimek
  • İstediğiniz tür makarna ( ben burgu kullandım )
  • Kuru soğan
  • Sıvıyağ
  • 1 kaşık domates salçası
  • Tuz


Yapılışı :


Çukur bir tencerede yeterli miktarda suyu kaynatın. Kaynayan suya biraz tuz ve biraz sıvıyağ dökün. Sonra da makarnaları içine atın. Makarnayı hangi sertlikte istediğinize bağlı olarak 6 ila 10 dakika kaynatın. Haşlanan makarnayı süzgeçe dökerek soğuk su ile yıkayın.


Makarna haşlanırken başka bir tencerede küçük küçük doğranmış kurusoğanları sıvıyağda kavurun. Soğanlar kavrulduktan sonra salçayı da biraz kavurun, gerekirse cok az su ekleyebilirsiniz. Haşlanmış yeşil mercimeği ve makarnayı üstüne ekleyin. Yeterli sıcaklığa gelince tabaklara servis yapabilirsiniz.


Afiyet Olsun.




Sevgilerimle,

 
Gece Mavisi Fatoş




Notlar :


  • Makarnanızın üstünü 2 parmak geçecek kadar suda haşlama işlemini yaparsanız, fazla su artmaz, böylece makarnanın bütün vitaminleri içinde kalır.
  • Uzun süredir makarnayı hep sıvıyağla yapıyorum. Arzu ettiğiniz lezzete göre tereyağ veya margarin kullanabilirsiniz. Bu durumda sıcak yemeniz gerekir. Sıvıyağla yaparsanız soğuk olarak ta yiyebilirsiniz.
  • Haşlanmış mercimek yerine istediğiniz, damak tadınıza uygun herhangi bir malzemeyi kullanabilirsiniz.

24 Eylül 2009 Perşembe

Kakaolu Kek Tarifi

 

Sevgili Duygu için annemin kakolu kek tarifi geliyorJ

 

 

Duygu'cum bekliyoruz senden en kısa zamanda,

 

 

Malzemeler :

 

v      3 yumurta

v      1,5 su bardağı toz şeker

v      1 su bardağından bir parmak eksik sıvı yağ

v      1 su bardağı yoğurt

v      1 paket kabartma tozu

v      1 paket vanilya

v      Aldığı kadar un ( hafif akıcı bir hamur olacak – boza kıvamı gibi )

v      2  yemek kaşığı kakao

 

 

Yapılışı :

 

Şeker, yağ ve yoğurdu şeker eriyene kadar karıştırın. Yumurtaları da karışımın içine kırarak biraz daha karıştırın. Sonra azar azar un ekleyerek karıştırmaya devam edin. Unla beraber kabartma tozunu ve vanilyayı da ekleyin.  Unu eklemeden önce elerseniz daha iyi olur.    Hafif koyu boza kıvamında akıcı bir hamur elde etmeniz yeterlidir.

 

Kek kalıbını yağladıktan ve unlandıktan sonra hazırladığınız  hazırladğınız hamurun ucte ikisini kalıba dökün.  Kalan hamura 2 kaşık kakaoyu ekleyin ve karıştırın. Bu hamuru da kalıba dökün.

 

Önceden ısıtılmış 175 derece fırında 45 dakikada pişecektir.  Her defasında dediğim gibi kendi fırınınızın sıcaklığına göre değişiklik olabilir. Kekin iyice kabarması  için pişerken fırının kapağını açmayın. İyi pişip pişmediğinden emin olamıyorsanız keke bir bıçak batırın. Bıçak temiz çıkarsa kek pişmiş demektir.

 

Notlar :

 

v      Keki  fırından çıkardıktan sonra biraz soğutun ve kalıbı hafifçe sallayarak servis tabağına ters çevirin. 

v      Isterseniz kakao koymadan sade yapabilirsiniz.

v      Biraz limon kabuğu rendesi ekleyebilirsiniz.

v      Azıcık tarçın eklemek nefis bir kokusu olmasını sağlayacaktır.

v      İsterseniz biraz kuru üzüm veya başka kuru meyva ekleyebilirisniz. Hafifçe unlayarak eklerseniz, dibe batmazlar.

 

 

 Afiyet OlsunJ

 

 

Sevgilerimle,

 

 

Gece Mavisi

Fatoş




Sade Denizler'den PEPEÇURA ( ya da Pepeçi ) Tarifi



Bu defa tarifimiz Kuzey'den Karadeniz'den geliyor:)

*****************************

PEPEÇURA


Fatoş'un köşesinde ben de bir yemek tarifi yazacağım, amanın…  Antakyalı arkadaşımın nefis tariflerinin yanına… 

Fatoş Antakyalı,  ben de Karadenizliyim canım.  Bizim de mutfak zengindir.  Gerçi o mutfaktan benim evin mutfağına pek intikal olmadı ama olsun, o benim beceriksizliğimden.  Bir de küçükken çok yemek seçmemden.  Yemediğim şeyleri yapmasını da öğrenemedim haliyle…

Efenim,  bir tatlı tarifi yapacağım size.  Rengi nefis: fuşya.  Kaselere konup, soğutularak yenen cinsten.  Kokusu!!!  Pişirirken bütün eviniz şahane kokacak, bayılacaksınız…

Malzeme: Laz üzümü, şeker, mısır unu.  Hepsi bu kadar.
Laz üzümü işin en önemli kısmı.  Eğer "o nedir" dediyseniz, daha önce hiç yemediniz demektir.  Pazarlarda bu aralar bulabilirsiniz.  Mor üzüm.  Biraz küçük taneli.  Taneleri yusyuvarlak.  Tanesini sıkınca kabuğu içinden pıt diye ayrılır.  Çok güzel bir aroması var… Laz üzümü diye satılıyor.  Bulamazsanız Karadenizli bir tanıdığınıza  sorun, "pepeçura yapacağım" deyin. O mutlaka bilir nerede satıldığını.


Yapılışı:
Şimdi bu üzümleri bir güzel yıkayın.  Salkımlar halinde tencereye koyup, bir süre kaynatın.  Tanelere ayırmanıza gerek yok.  Sonra kevgirden geçirip, süzün.  Posasını mümkün olduğu kadar ezin.  Bırakın soğusun.

Malzememiz işte bu üzüm şırası…

Bu üzüm suyunu muhallebi yaparken süt kullanır gibi kullanacağız.  Eğer süte su katma huyunuz varsa, işte onu burada yapmayın.  Sadece üzümün kendi suyu tamamdır.  Nişasta ya da pirinç unu yerine de mısır unu koyacağız.  (İnce mısır unu kullanın, Pınar iyi mesela…)  Bir de biraz şeker ilave edeceğiz.  Ölçüler size ait.  Herkes muhallebi yapmasını bilir canım.

Piştikten sonra kaselere dökün.  Soğuk servis yapın… Tencerenin dibini parmakla sıyırıp yalamayı ihmal etmeyin. 


Afiyet olsun… 

Not:  Bu tarifi üzüm yerine nar, mor erik, böğürtlen, karadut, yaban mersini ile de deneyenler, hatta mısır unu yerine pirinç unu veya nişasta koyanlar da oldu.  Ama üzümle yapacaksanız –ki orjinali odur- mutlaka laz üzümü kullanın.  O koku ve aroma başka üzümle olmaz.

20 Eylül 2009 Pazar

Sade Denizler'den bayram yazisi


BİZİM DE EL ÖPENLERİMİZ ÇOK OLSUN

 

 

“Akraba, sakalının batacağını bildiğin halde, öpmek zorunda olduğun kişidir.”

Demişti Küçük Joe.  Kamera evden ağır ağır uzaklaşırken.  Pencerelerde ışıklar bir bir sönerken.  Herkes herkese tek tek “İyi geceler”  derken.  Küçük Joe günlüğüne o günü özetleyen felsefi cümleler yazarken ve biz bunları yankılı dış ses olarak duyarken…

 

Akraba, sakalının batacağını bildiğin halde, öpmek zorunda olduğun kişidir…

Ben bu cümleyi televizyonda o dizide duyduğumda, evimiz akraba doluydu ve galiba yanaklarım biraz acımıştı… 

 

Akrabalar, çocukluğu şölene dönüştüren protokol izleyiciler.  Yerleri hep hazır.  İstedikleri zaman izlerler, alkışlarlar, şovuna katılırlar, işine karışırlar, senin büyümene destek olurlar.  Bu destek işini bazen başarırlar, bazen başaramazlar; ortası olmaz hiç bir zaman…  Çok önemli buldukları sıfatlarının hakkını vermeye can atarlar:

-Halanım ben senin!

-Dayıya hiç böyle yapılır mı?

-Ona de ki, dedeme söylersem…

-Ee.. Sen kimin yeğenisin!

 

Gel zaman git zaman büyürsün.  Sonradan oluşturduğun kendine ait dünyanı ilk sıraya koyarsın.  Akrabalar artık biraz uzakta dursun istersin.  Hayır, onlar hep ordadırlar.  Beklerler hep; yine alkışlamak için, yine şovundan rol kapmak için,  büyümene nasıl destek olduklarını sana hatırlatmak için.  Vazgeçmeden beklerler…  Yaşlanırlar ama sana yakınlıkları ve sıfatları asla  değişmez; ‘eski amcan’, ‘mahalleden deden’, ‘çocukluk teyzen’  olmazlar hiçbir zaman.

 

Bugünlerde benimkiler harıl harıl evlerini temizliyor, biliyorum.  Perdeler yıkanıyor, avizeler siliniyor.  Birkaç gün sonra baklavalar, tatlılar hazırlanmaya başlanır.  Çocuklara hediyeler çoktan alınıp konmuştur bir köşeye.  Şekerliklerde lokumlar, bademler hep hazır zaten kolonya şişesinin yanında.

 

Haydi,  gidelim de onlar bayram etsin, biz berhudar olalım…

 

İyi bayramlar herkese.

 

Sade Denizler


--
http://www.fatosunkosesi.com/

18 Eylül 2009 Cuma

İYİ BAYRAMLAR

Merhabalar,


Hepinize çok keyifli, huzurlu, sevdiklerinizle beraber güzel bir bayram dilerim.
Umarım herzaman yaşamınız böyle geçer.

Şunu unutmayın ki olumlu olmak, affedici olmak, kırgınlıklarınızın üstesinden gelmek ençok sizin yararınıza olacaktır. İçinizden olumsuz duyguları atmak herzaman öncelikle sizi hafifletecektir.

Gelin bayramı bayram yapalım, kırgınlıkları, küskünlükleri bir tarafa atalım, hafifleyelim. 


Sevgilerimle,


Gece Mavisi Fatoş

14 Eylül 2009 Pazartesi

Poğaça Tarifi





Tekrar merhaba,


Şimdi de bir arkadaşımın ( Dilek T.) poğaca tarifini veriyorum. Ben tadına baktım, gayet lezzetli olmuşlardı.


POĞAÇA TARİFİ ( Dilek T.)

* 1 Su bardağı yoğurt
* 2 Yumurta ( 1nin sarısını ayırın )
* 1 Kabartma tozu
* 1 Bardağa yakın sıvı yağ
* 2 Yemek kaşığı katı yağ
* 1 çay kaşığı tuz
* Aldığı kadar un ( Yarım kilo kadar un alıyor )
* Çörek otu
* Küp küp doğranmış siyah ve / veya yeşil zeytin, sosis, kaşar peyniri, kavurma, mantar vs. ( damak zevkinize göre istediğiniz malzemeyi kullanabilirsiniz)

Bütün malzemeyi aynı anda hafif çukur bir kaba koyarak memesi kıvamına gelene kadar önce karıştırın sonra yoğurun.

Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak avucunuzda yuvarlayın. İçine bir oyuk yaparak hazırladığınız malzemeden bir parça içine koyun. Hamuru tekrar yuvarlayın, malzeme içinde kalsın.

Hafif yağlanmış tepsiye birleştirme kısımları belliyse altta kalacak şekilde dizin. Ayırdığınız yumurta sarısını üzerlerine sürün ve çörek otundan serpin.

Pişmesi 150 - 175 derece fırında 15 dakika kadar sürüyor.

Ufak oldukları için TV seyrederken bile çerez gibi atıştırabilirsiniz.

Afiyet Olsun

Gece Mavisi
Fatoş

6 Eylül 2009 Pazar

Şekerpare







Sıra geldi tatlıya :)

Bugün şekerpare denedim ilk defa. Daha doğrusu annemle denedik. Hem kendimiz yaptık hem de çok beğendik.


Malzeme:

Hamuru için:

  • 250 gr oda sıcaklığında yumuşamış margarin
  • 3 adet yumurta - oda sıcaklığında ( birinin akı ayrılmış olacak )
  • 1 çay bardağı yoğıurt
  • 4 su bardağı un
  • 3 yemek kaşığı irmik
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay bardağı kabukları soyulmuş çiğ badem veya yer fıstığı

Şurubu için :

  • 3 su bardağı toz şeker
  • 3 su bardağı sıcak su

Yapılışı :

Bir kapta margarin, 2 yumurta ve 1 yumurta sarısını elinizle karıştırın. Bir başka kapta un, irmik, vanilya ve kabartma tozunu karıştırın. İki karışımı birleştirerek iyice yoğurun. Elinize yapışmayan ve kulak memesi kıvamında bir hamur elde etmelisiniz. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayın. Yuvarladığınız hamurun ortasına parmağınıza hafifçe bastırarak küçük bir çukur oluşturun. Bu çukurlara bademleri veya yer fıstıklarını yerleştirin. Ayırdığınız yumurta akını üzerlerine sürün.

Hamurları yağlanmış fırın tepsisine veya yağlı kağıda aralıklı olarak yerleştirin, çünkü çok genişliyorlar. Yaklaşık 5 dakika önceden ısıtılmış 175 derece fırında üzerleri iyice sararıncaya kadar pişirin.

Bu arada su ve şekeri çukur bir kapta şeker eriyinceye kadar çatalla karıştırın. Ilık şurubu fırından çıkan sıcak şekerparelerin üstüne gezdirin. Şekerpareler şurubu çekince tepsiden çıkararak servis tabağına yerleştirin.

Bu tarifi kullanırsanız :
  • Yaptığımız hamur biraz sert olduğu için 3 bardak un ile malzemeyi hazırlayarak, elde ettiğiniz hamurun kıvamına göre kalan undan yeteri miktarda eklemenizi öneririm.
  • Şurubu döktükten sonra şekerpareler hepsini emmedi. Bu nedenle kaşıkla tepsiden alarak tekrar tekrar üzerlerine döktüm.
  • Hamurdan dolayı şekerpareler sert ama lezzetli oldu.
Afiyet olsun.


Gece Mavisi Fatoş

5 Eylül 2009 Cumartesi

Patates Çorbası ve biraz da sohbet :)




Tekrar Merhaba, :)

Şu sıralar yemek tariflerine sarıldım nedense. Ramazandan olsa gerek diye düşünüyorum. Sonra da düşündüm, yemek ne kadar önemli bizim için. Az yedim, çok yedim. Kilo aldim, kilo alamadim. Türk halkı olarak genelde masada bir çeşit yemek olsa bizi memnun etmez. Ne yapar eder, salata dahi olsa 1-2 çeşit daha sofraya getiririz. Birkaç kişi bir araya gelince eninde sonunda döner dolaşır ve bir bakarsınız yemek konuşuluyor. Yeni tarifler alanlar, bir tarifte değişiklik yapanlar ya hemen en yakınlarıyla paylaşırlar ya da devlet sırrı gibi saklarlar. Bir arkadaşımın kayınvalidesinin neredeyse kasaya kilitlediği yılların etkisiyle eskimiş hırpalanmış bir tarif defteri vardı. Aman bi görseniz köşe bucak saklardı o defteri. Eeee saklıyor ya bizim için çok gizemli bir defter oldu yıllar boyunca. Ben annemden ve anneannemden yemek eğitimimin temelini aldım. Çıraklık eğitimim domates soymakla başladı. Çocukluğumun bir dönemi anneannemlerle ve kalabalık bir evde geçti. Anneannem yemek yaparken ben hep onun çevresinde dolanır ve yardım etmek isterdim. Payıma da çoğunlukla domates soymak düşerdi. Salonda büyük bir masamız vardı, onun altına girip, o mis kokulu lezzetli domatesleri soyardım. Tabii ki elime verdikleri 1 ya da 2 domates olurdu doğal olarak. Bıçak yerine ne kullanırdım, hatırlamıyorum. Ben hep anneannemden, annemden, kızkardeşimden, son 4-5 yıldır gelinimizden ve yakınlarımdan tarif aldım, yemek yapma konusunda çokşeyler öğrendim. Anneannemin ve annemin göz kararı tarifleri herzaman en başarılı tariflerim olmuştur. Başkalarına tarif vermek için ya da buraya yazmak için mutlaka bir ölçü gerekiyor. Bu nedenle, buraya yazacağım tarifleri uygularken mutlaka kullandığım malzeme ve ölçüleri bir kenara not ediyorum.

Tüm bunların yanısıra yıllaaar önce Leman Cılızoğlu Eryılmaz'ın Türk Mutfağından Seçme Yemekler diye bir kitabını almıştım. Çok başarılı ve klasik türk yemekleri konusunda hem ölçü hem öneri hem açıklama hem de tarif olarak her evde bulunmasını önerdiğim bir kitaptır. Evinizde bulunan malzeme ve olanaklara göre yazılmış tariflerdir. http://www.ilknokta.com/urun/66747/Turk-Mutfagindan-Secme-Yemekler--Leman-Eryilmaz.html

Yazdığım herhangi bir konuyla ilgili öneri, yorum, uyarı yapmak isterseniz lütfen bana cincinoglufatos@gmail.com adresinden ulaşır mısınız?

Artik gelelim Patates Çorbası tarifine...

Bunu Birsen'den aldım yine. Zor yemek yiyen çocuğu olan aileler için önerdiğini söyledi. Evde et yoksa etsiz de lezzetli olduğunu ve gaz sorunu olan çocuklar için nohutsuz yapılabileceğini söyledi.
Ben aracıyım sadece :)


Malzemeler :

  • 300 gram haşlanmış kuşbaşı kuzu eti ( kemikli et te kullanabilirsiniz )
  • 1 kase haşlanmış nohut
  • 5-6 tane ortaboy patates
  • Sıvıyağ
  • Haspir = Safran veya kırmızı pul biber

Terbiye için :

  • 2 yemek kaşığı un
  • 4 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yumurta

Yapılışı:

Haşlanmış et ve nohutu birleştirin. Küp küp doğardığınız patatesleri içine atın ve patatesler pişene kadar kaynatın.

Terbiye için, ayrı bir kapta un, yoğurt ve yumurtayı iyice karıştırın.

Pişmiş olan çorbanın suyuyla yavaş yavaş karıştırarak çorbaya ekleyin. Çok hızlı eklerseniz yumurtalar pişer. Ben genelde terbiyeyi biraz büyük kasede hazırlayarak kasenin içine azar azar çorba suyunu eklerim. Ve sonunda kasedeki sıcaklık çorbanın sıcaklığına yaklaşmış olur, o zaman yine yavaşça çorbaya eklerim hepsini. Biraz daha kaynatırsanız çorbanız hazır olacaktır.

Servis yapmadan önce çorbanın üstüne yağda haspir ( yani safran ) veya kırmızı pul biber yakarak ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun,

Gece Mavisi Fatoş